Sosyal Medya

Melanoma Kanseri

Melanoma Kanseri

Melanoma Kanseri

Cilde rengini veren melanositlerden kaynaklanan bir cilt tümörüdür. Melanositler, cilde rengini veren melanin pigmentini yaparlar. Güneş ışığına daha fazla maruz kaldıkça daha fazla melanin pigmenti üretilir ve cilt rengi koyulaşır.

Melanoma bazal hücreli ve yassı hücreli kanserlerden daha agresif seyreder. Melanoma erken evrelerde tedaviyle şifa bulabilir, ancak erken evrede yakalanmazsa yayılma eğilimindedir. Melanoma diğer cilt kanserlerine göre nadir ama daha ciddi seyirlidir. Melanoma cilt kanserlerinin %5 i oluşturmasına rağmen en fazla ölüme neden olan cilt kanseridir. Melanoma erkeklerde omuz ve kalçalarda veya baş ve boyunda görülürken, kadınlarda kol ve bacaklarda daha sık görülür.

Risk Altındakiler

Risk Altındakiler

*Melanom için bazı risk faktörleri;

*Güneş ışığına maruz kalma

*Doğal olmayan ultraviyole ışığına maruz kalma

*Normal olmayan siğiller

*Ailede melanoma öyküsü bulunması : Melanom tanısı almış kişilerin yaklaşık %10’ un da aile bireylerinde melanoma öyküsü bulunmaktadır.

*Beyaz ırk ve 20 yaşından büyük olma

*Kızıl, sarışın ve mavi gözlü olmaktır.

Belirtileri Nelerdir

*Melanomada görülen bazı bulgular, melanom dışı diğer hastalıklarda da görülebilir.

*Siğilin renginde, boyutunda ya da biçiminde değişiklik olması,

*Düzensiz sınırları olması

*Birden fazla renk içermesi

*Simetrik olmaması

*Kanama veya ülserasyon göstermesi

*Siğillerin yanında birden fazla yeni siğil oluşması durumunda doktorunuza danışmalısınız.

Teşhis

Melanomada tanı diğer cilt kanserlerinde olduğu gibi biyopsi ile konur. Melanoma komşuluk yoluyla, lenf damarları yoluyla ya da kan damarları yoluyla vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. 

Melanomun yayılımını tespit etmek için uygulanan yöntemler şunlardır:

Melanomada bir miktar normal doku ile birlikte tümör cerrahi olarak çıkartılır.

Lenf bezi haritalaması ve sentinel lenf nodu biyopsisi: Tümöre yakın bir bölgeden radyoaktif madde veya mavi boya verilir, boya lenf kanalları yoluyla kanserin yayılma olasılığı olan ilk lenf bezine ulaşır, sadece bu lenf bezi çıkarılarak kanser hücrelerinin olup olmadığına bakılır. İlk lenf bezinde kanser tespit edilmezse, diğer lenf bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması gerekmez.

Akciğer Grafisi: Röntgen ışınlarıyla akciğer görüntülenerek kanserin akciğere yayılıp yayılmadığı tespit edilmeye çalışılır.

Bilgisayarlı Tomografi: Bilgisayara bağlı bir x-ray makinesiyle, organların bir seri detaylı resmi alınır. Doktorunuz bu resimleri daha iyi değerlendirip yorumlayabilmek için size kontrast maddeler verebilir

Manyetik Rezonans Görüntüleme:Manyetik alan, radyo dalgaları ve bilgisayar kullanılarak vücudun bir seri resmi alınır. 

PET BT (Pozitron emisyon tomografi):Vücuttaki kanserli hücreleri bulmaya yarayan bir görüntüleme yöntemidir. Bunun için damar yoluyla bir miktar radyoaktif glukoz verilir, malign hücreler daha fazla glukoz kullanır, bu nedenle normal hücrelerden daha parlak görülür.

Laboratuvar Testleri: Kan, idrar örnekleri alınarak test edilir. Tümör ciltteki yayılımın derinliğine göre Clark sınıflamasıyla ya da tümör boyutu, lenf nodu veya uzak organ yayılım durumuna göre evrelendirilir.

Tedavi Yöntemi

Melanomlarda kullanılan standart tedavi yöntemleri cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve biyolojik tedavidir.

Melanom cerrahisi; Melanom dışı cilt kanserlerinin tedavisinden farklıdır ve tümörün evresine bağlıdır.

Tümör ve normal doku cerrahi olarak çıkarılabilir. Lenf bezlerine yayılan tümörlerde lenf adenektomi adı verilen lenf bezlerinin çıkarıldığı bir cerrahi işlem uygulanır. Melanomlarda kemoterapi damar yoluyla ya da hipertermik izole ekstremite (kol veya bacak) kemoterapisi denilen bir yöntemle uygulanabilir. Bu yöntemde ilaç direkt olarak tümörün olduğu kol veya bacağa uygulanır, böylece kanserin olduğu bölgede daha yüksek ilaç dozuna ulaşılır. Biyolojik tedavi; bağışıklık sisteminin kanserle mücadele etmesini sağlayan tedavidir. Vücutta ya da laboratuvarda üretilen maddeler kullanılır.

Bunlar bağışıklık sistemini düzenleyerek vücudun kansere karşı mücadele etmesini sağlar. Kemoterapi ile birlikte biyolojik tedavinin uygulandığı kemoimunoterapi melanoma tedavisinde araştırılan bir yöntemdir. Bu tedavi yöntemlerinden hangisinin seçileceği melanomanın evresine bağlıdır.

Evre 0 melanomada önerilen tedavi tümörün cerrahi olarak çıkarılmasıdır.

Evre I melanomada tümör ve çevre doku cerrahi olarak çıkarılabilir. Tümör ve çevre normal dokunun cerrahi olarak çıkarılmasıyla birlikte, lenf bezi haritalaması ve seçici olarak lenf bezlerinin çıkarılması halen araştırılmaktadır.

Evre II melanomada tümör ve çevre doku ile birlikte komşu lenf bezleride çıkarılır. Cerrahi tedaviden sonra yüksek doz biyolojik tedavi uygulanır.

Evre III melanomada tümör ve çevre doku çıkarılır. Geniş miktarda normal doku çıkarıldığı için oluşan lezyonun tamiri için normal bölgelerden alınan ciltle yara tamiri yapılır. Cerrahi tedaviden sonra biyolojik tedavi uygulanır.

Evre IV melanoma vücudun diğer bölgelerine de yayılmıştır. Cerrahi tedavi veya radyoterapi sadece hastaya acı veren bulguları azaltmak ve yaşam kalitesini artırmak için kullanılır. Asıl tedavisi kemoterapi ve/veya biyolojik tedavidir. Yeni kemoterapi ve biyoterapi ajanları, hedefe yönelik tedaviler veya aşı tedavisi üzerinde halen çalışılmaktadır.

Tedaviden Sonra

Tedaviden sonra kontrollere devam etmek önemlidir. 1 mm’ den ince melanomlarda tedaviden sonra yıllar boyunca her 3 -12 ayda bir kontrol önerilmektedir. Daha kalın melanomlarda ilk iki yıl her 3 ila 6 ayda, sonraki iki yıl 3 ila 12 ayda bir kontrol önerilmektedir.

Sonrasında ise kontrol yılda bir yapılır. Doktorunuz akciğer yayılımını tespit edebilmek amacı ile akciğer grafisi çektirebilir, ya da bazı kan testleri uygulayabilir. Daha ileri evre melanomalarda bilgisayarlı tomografi ile tarama yapılabilir.

Melanom tanısı alan hastalar kendilerini muayene etmeli ve ciltlerinde gördükleri yeni bir şişlik veya değişikliği doktorlarına bildirmelidir. Yine ağrı, öksürük, iştahsızlık ve güç kaybı gibi geçmeyen bulguları da doktorunuza bildirmelisiniz. Melanoma tedaviden sonraki ilk 10 yıl boyunca herhangi bir zamanda tekrarlayabilir.